Hasan Ovalı
Köşe Yazarı
Hasan Ovalı
 

Bir Ramazan Ayına Daha Veda Ediyoruz

Tuttuğumuz oruçlarla bedenimizin sıhhate kavuştuğu, verdiğimiz zekat ve sadakalarla malımızın temizlendiği, maddi ve manevi hayatımızda birçok güzelliklerin yaşandığı bir ayı sonlandırmak üzereyiz. Bizi Ramazana kavuşturan ve bizlere oruç tutma fırsatını veren Rabbimize hamd-ü senada bulunuyor, O’nun Sevgili Peygamberi Efendimiz (s.a.s) salat ve selamda bulunuyoruz. Yüce Allah (c.c.) tuttuğumuz oruçlarımızı, kıldığımız namazlarımızı, verdiğimiz zekatlarımızı, sadakalarımızı, hayır ve hasenatımızı kabul eylesin. Bir sene sonraki Ramazan ayına sağlık, sıhhat ve afiyet içerisinde bütün Ümmet-i Muhammed’i kavuştursun. Ramazan ayı Efendimiz (s.a.s.)’in ifadesiyle evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu ise Cehennemden kurtuluş ayı idi. Bu ayda rahmet bulduk, bu ayın hürmetine İnşallah mağfirete uğradık, bu ayda yapmış olduğumuz İbadetler ile, insani ilişkilerimiz ile, güzel ahlaklı bir yaşam sürmek ile Cehennem azabından biraz daha uzaklaştık. Ramazan ayında hayatımıza aktardığımız bu güzellikleri bir yılımıza ve sonuçta hayatımızın her safhasına aktarmak, bizlere dünya ve ahiret mutluluğunu getirecektir. Rabbimiz ”  وَاعْبُدْ رَبَّكَ حَتَّى يَأْتِيَكَ الْيَقِينُ“ Sana ölüm gelinceye kadar ibadet et” (Hicr, 15/99) buyurarak bize bu mutluluğun yolunu göstermektedir. Ramazan ayını uğurlarken neleri kazandığımızın öncelikle bir muhasebesini yapalım. Hayatımızda gerçekleştirdiğimiz bu kazanımların neler olduğunu daha iyi anlar isek ve aklımıza aktarabilir, gönlümüze idrak ettirebilirsek bu kazanımları hayat boyu sürdürme imkanını yakalayabiliriz. Ramazan ayı oruç ayı. Bu ayda Yüce Yaratanımızın emretmiş olduğu ibadetlerden olan orucumuzu tuttuk. Rabbim oruçlarımızı kabul eylesin. Oruç ibadeti İslam’ın beş temel şartından biri. Oruç bedenimize sağlık, gönlümüze huzur, ruhumuza esenlik veren bir ibadettir. Ramazan ayında farz olarak tutmuş olduğumuz orucu, Ramazan ayından sonrada bazı günlerde nafile olarak tutmaya devam edelim. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) her haftanın pazartesi ve Perşembe günlerini, her ayın 14,15,16 günlerini oruçla geçirirdi. Bizlerde elimizden geldiği kadar nafile oruçlar tutmaya çalışalım. Çünkü oruç nefsani arzularımızı sınırlandırmakta, bize açlığı tattırarak ihtiyaç sahiplerinin durumlarını hatırlatmakta, bedenimizi sıhhate, gönlümüzü huzura kavuşturmaktadır. Ramazan’dan istifade etmenin yollarından biri de ve belkide en önemlisi elimize, dilimize ve bütün benliğimize sahip olarak oruç tutmak idi. Böyle bir oruç bedenimizi ve ruhumuzu olgunlaştırmakta, ahlaken kemale erdirmektedir. Bedenimizin her azasına oruç tutturmak suretiyle yanlışa sürüklenmekten kendimizi alıkoyduk. Bu durum kendi faydamızadır. Bu durumu bir hayat boyu sürdürerek, Allah’ın emrettiği şeyleri yerine getirmeli, yasakladığı şeylerden de öylece kaçınmalıyız. Dünya ve ahiret mutluluğunu hepimiz arzu etmekteyiz. Ahirette kaybedenlerden olmayı hiçbirimiz arzulamayız. Ne dünyamızı yıkmak, nede ahiretimizi hüsranlığa sevk etmek istemeyiz. O zaman inandığımız değerlerimize sahip çıkıp, hepsini hayatımıza aktarmalıyız. Ramazan ayı Kur’an ayı idi. Bu ayda indirilmeye başlandığından dolayı Ramazan ayı on bir ayın sultanı kabul edilmiş, bu ayda oruç tutmak farz kılınmıştır. Yine bu ayda bulunan ve yakın zamanda idrak ettiğimiz bir gece (Kadir Gecesi) kendisinde Kur’an indirildiğinden dolayı bin aydan daha hayırlı kabul edilmiş. Bu ayda diğer zaman dilimlerinde okumadığımız kadar Kur’an okuma, Onunla buluşma imkanımız oldu. Bu buluşma bir yıla sonuçta bir ömüre aktarılmalıdır. Çünkü Kur’an okuyana sevap getirmekle beraber, gönüllere şifa veren, inananları rahmete kavuşturan, hidayet rehberi ve nurdur. Kur’an son İlahi Mesajdır. Kıyamete kadar gelecek olan insanlara Allah’ın bir lütfudur. Bu lütuftan istifade etmek ise elimizin altında bulunan ve bize kadar hiçbir harfi değişmeden gelen Kur’an-ı Kerimi okumak, anlamak ve hayatımıza aktarmaktan geçmektedir. İnsan olarak bizler bir arada yaşamak mecburiyetindeyiz. Üzüntülerimizi paylaşmakla azaltır, sevinçlerimizi ise paylaşmakla çoğaltırız. İşte Ramazan ayı birlik ve beraberliğimizi en yüksek mertebeye çıkarmamıza vesile olan bir aydı. Vermiş olduğumuz sadakalar, zekatlar ve iftar sofralarında buluşmalar toplum olarak kaynaşmamıza çok büyük destek sağladı. Teravih namazlarında bir araya gelişlerimiz, aynı safta omuz omuza duruşlarımız, aynı kıbleye yönelmek, aynı Rabbe ibadet etmek ile kardeşliğimiz perçinleşti. Bu ayda kazandığımız bu birlik ve beraberliği bir ömür boyunca sürdürmek elbette kendi yararımıza olacaktır.  Ramazan ayı yardımlaşma ayıdır. Bu ayda Zenginlerimiz zekatlarını, imkanı yerinde olanlar fıtır sadakalarını ihtiyaç sahiplerine ulaştırdı, ulaştırmaya devam ediyor. Eğer bu geceye kadar zekatımızı ve fıtır sadakalarımızı vermemiş isek, bayram sabahına üzüntü içerisinde çıkmak istemeyen kardeşlerimize lütfen bu sadakalarımızı ulaştıralım. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) bir hadisini yeniden hatırlatmak isterim. “Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu düşmana teslim etmez. Din kardeşinin ihtiyacını karşılayanın, Allah da ihtiyacını karşılar. Müslüman’dan bir sıkıntıyı giderenin Allah da kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Bir Müslüman’ın ayıbını örtenin, Allah da kıyamet gününde ayıplarını örter. ( Riyazü’s-Salihin, Hadis No:246) Ramazan ayı Sevgili Peygamberimizin müjdesiyle günahlara kefaret ayıdır. Nitekim Hz. Peygamber bu hususu şöyle dile getirmektedir: "Büyük günahlardan kaçınılması halinde, beş vakit namaz, iki Cuma ve iki Ramazan, aralarında işlenen küçük günahlara kefarettir. (Riyazü's-Salihin, Hadis No: 132) Ramazan ayında günahlardan arınmak suretiyle gönül dünyamızı durulaştırdık ve bu vesile ile günahlarımızı gözden geçirip yapmış olduğumuz hataları düşünme fırsatımız oldu. Bugün, Ramazan ayının bize kazandırmış olduğu bu huzurla bir daha bu hatalara dönmemeye söz verme zamanıdır. Çünkü bir daha günahlarımıza tövbe etme fırsatı bulamayabiliriz. Bu ay bize sabrı öğretti. Nefsani isteklere sabır, şeytani vesveselere sabır, açlığa ve susuzluğu sabır, insanlardan gelebilecek olan sıkıntılara sabır hep bu ayın bizlere sunmuş olduğu güzelliklerdir. Bu sabrı hayat düsturu haline getirmeliyiz. Ramazan ayı bitmek üzere. Birkaç gün sonra kendisine veda edeceğiz. Bir sonrakine ulaşamayabiliriz. Bir sonraki Ramazanın feyiz ve bereketinden istifade edemeyebiliriz. Elde olanı değerlendirebilenler mutlu olmaktadır. Elde olmayanın peşine düşmek kişiye zarar vermektedir. Sonuç itibariyle namaz, oruç, zekat gibi ibadetlerimizi yerine getirmekle mükellefiz. Bu ibadetleri yapmak suretiyle görevimiz tamamlanmış değildir. Güzel bir ahlaka sahip olmak insanlarla olan ilişkilerimizi Rabbimizin rızasına uygun hale getirmekte başta gelen vazifelerimizdendir. Bu sebeple Ramazan ayında mümkün olduğu kadar kötü söz, küfürlü ve kaba sözler söylemeye çalıştık bu tutumuzu devam ettirelim. İnsanlara karşı yanlış bir davranışta bulunmama özen gösterdik, kavgadan gürültüden, şamatadan uzak bir zaman dilimi geçirdik, böyle bir yaşantıyı bir yıla nihayetinde hayatımıza aktaralım. Bu ayda kötü alışkanlıklarımızı, zararlı şeyleri bir tarafa bırakıverdik yeniden elimize almayalım. Kalp kırmayalım, gönül yıkmayalım. Sevgi yüklü bireyler olarak güzel bir toplumu oluşturalım. Unutmayalım ki; Hayat, bize verilen en büyük nimetlerin başında gelmektedir. Bu hayatı başarı ile sona erdirmek için Ramazan ayında kazanmış olduğumuz değerleri bir ömre yaymak ve hayatımızın son safhasına kendimizi hazırlamak elbette yapacağımız en akıllıca iş olacaktır. Yazımızı Sevgili Peygamberimizin bir hadis-i şerifiyle bitiriyorum: "Allah'ın en çok sevdiği ibadet az da olsa devamlı olanıdır. (Buhari, îman, 32) Yüce Rabbim yapmış olduğumuz ibadetlerimizi, hayır ve hasenatımızı kabul eylesin, Kendi rızasına uygun davranışlar sergilemeyi nasip eylesin. Bizleri bayram sabahına ulaştırsın. Ramazan ayında elde ettiğimiz bütün güzellikleri bir yıla ve nihayetinde bir ömre aktarmayı nasip eylesin. Allah’a emanet olun.
Ekleme Tarihi: 08 Aralık 2024 - Pazar
Hasan Ovalı

Bir Ramazan Ayına Daha Veda Ediyoruz

Tuttuğumuz oruçlarla bedenimizin sıhhate kavuştuğu, verdiğimiz zekat ve sadakalarla malımızın temizlendiği, maddi ve manevi hayatımızda birçok güzelliklerin yaşandığı bir ayı sonlandırmak üzereyiz. Bizi Ramazana kavuşturan ve bizlere oruç tutma fırsatını veren Rabbimize hamd-ü senada bulunuyor, O’nun Sevgili Peygamberi Efendimiz (s.a.s) salat ve selamda bulunuyoruz. Yüce Allah (c.c.) tuttuğumuz oruçlarımızı, kıldığımız namazlarımızı, verdiğimiz zekatlarımızı, sadakalarımızı, hayır ve hasenatımızı kabul eylesin. Bir sene sonraki Ramazan ayına sağlık, sıhhat ve afiyet içerisinde bütün Ümmet-i Muhammed’i kavuştursun.

Ramazan ayı Efendimiz (s.a.s.)’in ifadesiyle evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu ise Cehennemden kurtuluş ayı idi. Bu ayda rahmet bulduk, bu ayın hürmetine İnşallah mağfirete uğradık, bu ayda yapmış olduğumuz İbadetler ile, insani ilişkilerimiz ile, güzel ahlaklı bir yaşam sürmek ile Cehennem azabından biraz daha uzaklaştık. Ramazan ayında hayatımıza aktardığımız bu güzellikleri bir yılımıza ve sonuçta hayatımızın her safhasına aktarmak, bizlere dünya ve ahiret mutluluğunu getirecektir. Rabbimiz ”  وَاعْبُدْ رَبَّكَ حَتَّى يَأْتِيَكَ الْيَقِينُ“ Sana ölüm gelinceye kadar ibadet et” (Hicr, 15/99) buyurarak bize bu mutluluğun yolunu göstermektedir.

Ramazan ayını uğurlarken neleri kazandığımızın öncelikle bir muhasebesini yapalım. Hayatımızda gerçekleştirdiğimiz bu kazanımların neler olduğunu daha iyi anlar isek ve aklımıza aktarabilir, gönlümüze idrak ettirebilirsek bu kazanımları hayat boyu sürdürme imkanını yakalayabiliriz.

Ramazan ayı oruç ayı. Bu ayda Yüce Yaratanımızın emretmiş olduğu ibadetlerden olan orucumuzu tuttuk. Rabbim oruçlarımızı kabul eylesin. Oruç ibadeti İslam’ın beş temel şartından biri. Oruç bedenimize sağlık, gönlümüze huzur, ruhumuza esenlik veren bir ibadettir. Ramazan ayında farz olarak tutmuş olduğumuz orucu, Ramazan ayından sonrada bazı günlerde nafile olarak tutmaya devam edelim. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) her haftanın pazartesi ve Perşembe günlerini, her ayın 14,15,16 günlerini oruçla geçirirdi. Bizlerde elimizden geldiği kadar nafile oruçlar tutmaya çalışalım. Çünkü oruç nefsani arzularımızı sınırlandırmakta, bize açlığı tattırarak ihtiyaç sahiplerinin durumlarını hatırlatmakta, bedenimizi sıhhate, gönlümüzü huzura kavuşturmaktadır.

Ramazan’dan istifade etmenin yollarından biri de ve belkide en önemlisi elimize, dilimize ve bütün benliğimize sahip olarak oruç tutmak idi. Böyle bir oruç bedenimizi ve ruhumuzu olgunlaştırmakta, ahlaken kemale erdirmektedir. Bedenimizin her azasına oruç tutturmak suretiyle yanlışa sürüklenmekten kendimizi alıkoyduk. Bu durum kendi faydamızadır. Bu durumu bir hayat boyu sürdürerek, Allah’ın emrettiği şeyleri yerine getirmeli, yasakladığı şeylerden de öylece kaçınmalıyız. Dünya ve ahiret mutluluğunu hepimiz arzu etmekteyiz. Ahirette kaybedenlerden olmayı hiçbirimiz arzulamayız. Ne dünyamızı yıkmak, nede ahiretimizi hüsranlığa sevk etmek istemeyiz. O zaman inandığımız değerlerimize sahip çıkıp, hepsini hayatımıza aktarmalıyız.

Ramazan ayı Kur’an ayı idi. Bu ayda indirilmeye başlandığından dolayı Ramazan ayı on bir ayın sultanı kabul edilmiş, bu ayda oruç tutmak farz kılınmıştır. Yine bu ayda bulunan ve yakın zamanda idrak ettiğimiz bir gece (Kadir Gecesi) kendisinde Kur’an indirildiğinden dolayı bin aydan daha hayırlı kabul edilmiş. Bu ayda diğer zaman dilimlerinde okumadığımız kadar Kur’an okuma, Onunla buluşma imkanımız oldu. Bu buluşma bir yıla sonuçta bir ömüre aktarılmalıdır. Çünkü Kur’an okuyana sevap getirmekle beraber, gönüllere şifa veren, inananları rahmete kavuşturan, hidayet rehberi ve nurdur. Kur’an son İlahi Mesajdır. Kıyamete kadar gelecek olan insanlara Allah’ın bir lütfudur. Bu lütuftan istifade etmek ise elimizin altında bulunan ve bize kadar hiçbir harfi değişmeden gelen Kur’an-ı Kerimi okumak, anlamak ve hayatımıza aktarmaktan geçmektedir.

İnsan olarak bizler bir arada yaşamak mecburiyetindeyiz. Üzüntülerimizi paylaşmakla azaltır, sevinçlerimizi ise paylaşmakla çoğaltırız. İşte Ramazan ayı birlik ve beraberliğimizi en yüksek mertebeye çıkarmamıza vesile olan bir aydı. Vermiş olduğumuz sadakalar, zekatlar ve iftar sofralarında buluşmalar toplum olarak kaynaşmamıza çok büyük destek sağladı. Teravih namazlarında bir araya gelişlerimiz, aynı safta omuz omuza duruşlarımız, aynı kıbleye yönelmek, aynı Rabbe ibadet etmek ile kardeşliğimiz perçinleşti. Bu ayda kazandığımız bu birlik ve beraberliği bir ömür boyunca sürdürmek elbette kendi yararımıza olacaktır. 

Ramazan ayı yardımlaşma ayıdır. Bu ayda Zenginlerimiz zekatlarını, imkanı yerinde olanlar fıtır sadakalarını ihtiyaç sahiplerine ulaştırdı, ulaştırmaya devam ediyor. Eğer bu geceye kadar zekatımızı ve fıtır sadakalarımızı vermemiş isek, bayram sabahına üzüntü içerisinde çıkmak istemeyen kardeşlerimize lütfen bu sadakalarımızı ulaştıralım. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) bir hadisini yeniden hatırlatmak isterim. “Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu düşmana teslim etmez. Din kardeşinin ihtiyacını karşılayanın, Allah da ihtiyacını karşılar. Müslüman’dan bir sıkıntıyı giderenin Allah da kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Bir Müslüman’ın ayıbını örtenin, Allah da kıyamet gününde ayıplarını örter. ( Riyazü’s-Salihin, Hadis No:246)

Ramazan ayı Sevgili Peygamberimizin müjdesiyle günahlara kefaret ayıdır. Nitekim Hz. Peygamber bu hususu şöyle dile getirmektedir: "Büyük günahlardan kaçınılması halinde, beş vakit namaz, iki Cuma ve iki Ramazan, aralarında işlenen küçük günahlara kefarettir. (Riyazü's-Salihin, Hadis No: 132) Ramazan ayında günahlardan arınmak suretiyle gönül dünyamızı durulaştırdık ve bu vesile ile günahlarımızı gözden geçirip yapmış olduğumuz hataları düşünme fırsatımız oldu. Bugün, Ramazan ayının bize kazandırmış olduğu bu huzurla bir daha bu hatalara dönmemeye söz verme zamanıdır. Çünkü bir daha günahlarımıza tövbe etme fırsatı bulamayabiliriz.

Bu ay bize sabrı öğretti. Nefsani isteklere sabır, şeytani vesveselere sabır, açlığa ve susuzluğu sabır, insanlardan gelebilecek olan sıkıntılara sabır hep bu ayın bizlere sunmuş olduğu güzelliklerdir. Bu sabrı hayat düsturu haline getirmeliyiz.

Ramazan ayı bitmek üzere. Birkaç gün sonra kendisine veda edeceğiz. Bir sonrakine ulaşamayabiliriz. Bir sonraki Ramazanın feyiz ve bereketinden istifade edemeyebiliriz. Elde olanı değerlendirebilenler mutlu olmaktadır. Elde olmayanın peşine düşmek kişiye zarar vermektedir. Sonuç itibariyle namaz, oruç, zekat gibi ibadetlerimizi yerine getirmekle mükellefiz. Bu ibadetleri yapmak suretiyle görevimiz tamamlanmış değildir. Güzel bir ahlaka sahip olmak insanlarla olan ilişkilerimizi Rabbimizin rızasına uygun hale getirmekte başta gelen vazifelerimizdendir. Bu sebeple Ramazan ayında mümkün olduğu kadar kötü söz, küfürlü ve kaba sözler söylemeye çalıştık bu tutumuzu devam ettirelim. İnsanlara karşı yanlış bir davranışta bulunmama özen gösterdik, kavgadan gürültüden, şamatadan uzak bir zaman dilimi geçirdik, böyle bir yaşantıyı bir yıla nihayetinde hayatımıza aktaralım. Bu ayda kötü alışkanlıklarımızı, zararlı şeyleri bir tarafa bırakıverdik yeniden elimize almayalım. Kalp kırmayalım, gönül yıkmayalım. Sevgi yüklü bireyler olarak güzel bir toplumu oluşturalım. Unutmayalım ki;
Hayat, bize verilen en büyük nimetlerin başında gelmektedir. Bu hayatı başarı ile sona erdirmek için Ramazan ayında kazanmış olduğumuz değerleri bir ömre yaymak ve hayatımızın son safhasına kendimizi hazırlamak elbette yapacağımız en akıllıca iş olacaktır.

Yazımızı Sevgili Peygamberimizin bir hadis-i şerifiyle bitiriyorum: "Allah'ın en çok sevdiği ibadet az da olsa devamlı olanıdır. (Buhari, îman, 32)

Yüce Rabbim yapmış olduğumuz ibadetlerimizi, hayır ve hasenatımızı kabul eylesin, Kendi rızasına uygun davranışlar sergilemeyi nasip eylesin. Bizleri bayram sabahına ulaştırsın. Ramazan ayında elde ettiğimiz bütün güzellikleri bir yıla ve nihayetinde bir ömre aktarmayı nasip eylesin. Allah’a emanet olun.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve allgaugundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.